- DİRAYET
- Zekâ, bilgi. Kuvvetli tecrübe sahibi olmak. * Fetanet. Temkin ve tecrübeye dayanan akıl
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
dirayet — is., ruh b., esk., Ar. dirāyet Zekâ … Çağatay Osmanlı Sözlük
KEMAL-İ DİRAYET — Dirayetin son derecesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
zekâ — is., ruh b., Ar. ẕekāˀ İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset Çok görmüş halk adamlarına mahsus pratik bir zekâsı vardı. R. N. Güntekin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilik — ilm, daniş, fehm, meharet, dirayet, mâlumat; nişan, damga … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEZL — Kalın odun. Tomruk. * Sağlam. Metin. * Güzel ve muhkem fikir. * Rekik olmayıp doğru ve dürüst olan söz veya kelime. * Kâmil, dirayet sahibi, akıllı ve olgun adam … Yeni Lügat Türkçe Sözlük